Türkiye'de Almanca öğrenmeye ilgi neden artıyor?
4 Eylül 2025Türkiye'de öğrencilerin yabancı dil tercihlerinde son yıllarda dikkat çeken bir değişim yaşanıyor. Liselerde ve üniversitelerde Almanca programlara olan talep hızla artarken uzmanlara göre bu gelişme yalnızca bir dil tercihi değil, Türkiye'den Almanya'ya yönelen nitelikli göçün doğrudan bir yansıması.
DW Türkçe'ye konuşan eğitim uzmanı Salim Ünsal, Türkiye ile Almanya arasındaki göç ilişkisinin tarihsel dönüşümüne işaret ediyor. Ünsal, "1960'larda Almanya'ya beden gücü göçü veriliyordu, bugün ise Almanya, Türkiye'nin zihin gücüne ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle Almanca öğrenmeye yönelik ilgi de artıyor" diyor.
Türkiye'den Almanya'ya göçün rengi değişti
Ünsal, Türkiye'nin Almanya'ya göç hikayesinin 1960'larda iş gücü anlaşmalarıyla başladığını hatırlatıyor. O dönemde savaş sonrası yıkılmış Alman ekonomisinin ayağa kalkması için ağır işlerde çalışacak iş gücüne ihtiyaç vardı ve Türkiye'den giden göçmenler sanayinin bel kemiğini oluşturdu.
Ancak bugün tablo tamamen değişmiş durumda. Almanya artık ağır sanayiden teknolojiye, yapay zeka ve hizmet sektörüne yöneliyor. Bu nedenle ihtiyaç duyduğu göçmen profili de farklılaşıyor. Ünsal, "Almanya beden gücü yerine zihin gücüne önem veriyor ve özellikle hizmet sektöründe ihtiyaç duyduğu alanlarda göç almaya devam ediyor. Bunun için yine Türkiye'nin yetişmiş insan kaynağına müracaat ediyor" diyor.
Ünsal'a göre tıp, sağlık, mühendislik ve teknik alanlarda yetişmiş çok sayıda nitelikli mezun, Almanya'ya göç eden yeni dalganın aktörleri haline geldi. Türkiye'deki iş ve istihdam sorunları, düşük alım gücü, mobbing ve ağır çalışma koşulları gençlerin yurtdışına yönelmesinde belirleyici rol oynuyor.
Liselerde Almanca yükselişte
Bu göç motivasyonu eğitim tercihlerine de doğrudan yansıyor. Uzun yıllar İngilizce programların daha çok rağbet gördüğünü belirten Ünsal, son yıllarda Almanca programların daha yüksek puanlarla öğrenci aldığını vurguluyor.
Örneğin İstanbul Atatürk Fen Lisesi 2024'te Almanca program açtı ve kısa sürede büyük ilgi gördü. 2025 LGS'de Almanca programına son öğrenci 495,3526 puanla yerleşirken, aynı okulun İngilizce programına son öğrenci 493,9643 puanla kabul edildi. Benzer bir durum İzmir Atatürk Lisesi'nde yaşandı: Almanca programına 493,9643 puanla girilirken İngilizce programına son öğrenci 484,6862 puanla kabul edildi. Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi'nde de Almanca program 493,9643 puanla kapanırken İngilizce program 489,0189 puanla kapandı.
Köklü liselerdeki bu eğilim yükseköğretim tercihlerini de doğrudan etkiliyor. Ünsal, "Geçmişte öğrencilerinin yüzde 80'ini Türk üniversitelerine gönderen ülkenin en köklü liseleri artık mezunlarının neredeyse yüzde 80'ini Almanya üniversitelerine yerleştirmeye başladı. İstanbul Erkek Lisesi başı çekiyor. Kabataş Erkek, Cağaloğlu Anadolu, Hüseyin Avni Sözen, Bornova Anadolu ve Haydarpaşa Anadolu gibi 0,50 yüzdelik dilimle öğrenci alan gözde liselerin tercih motivasyonunu da Almanya'da yükseköğretime devam etme isteği oluşturuyor" diye konuşuyor.
Türkiye genelinde sınavla öğrenci alan 3 bin 99 lisenin 3 bin 25'inde yabancı dil olarak İngilizce okutuluyor. Diğer dillerde ise başı Almanca çekiyor. Sınavla öğrenci alan 35 lisede Almanca okutuluyor; bunların 4'ü Fen Lisesi, 27'si Anadolu Lisesi, 3'ü Anadolu İmam Hatip, 1'i ise Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi. Bu okullara girmek için öğrencilerin ortalama ilk yüzde 3'lük dilime girmesi gerekiyor. Ayrıca 500 tam puanla öğrenci alan 4 lise programının 2'si Almanca eğitim veren liselerden oluşuyor.
LGS'de merkezi sınavla öğrenci alan Fen ve Anadolu liselerinden 29'unda hem Almanca hem İngilizce program bulunuyor. Bunlardan sadece 7'sinde İngilizce programlara daha yüksek puanla girilirken, 22'sinde Almanca programlar daha üst dilimden öğrenci almayı başardı.
"Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli" yaygınlaşıyor
Almancaya yönelik artan ilginin yalnızca bireysel tercihlerle sınırlı olmadığını, Milli Eğitim Bakanlığının politikalarında da karşılık bulduğunu söylemek mümkün. Bakanlık, yeni eğitim-öğretim döneminden itibaren İngilizcenin yanında ikinci yabancı dil olarak Almanca'nın yer aldığı "Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli"ni genişletme kararı aldı.
2023-2024'te 26 ildeki 32 okulda pilot olarak uygulanan model, bu yıl itibarıyla 81 ilde 300 okulda hayata geçirilecek. Ortaokul 5. sınıflarda başlayan uygulama, bu yıl 6. sınıflara da taşınacak. Öğrenciler haftalık 40 ders saatinde 14 saat İngilizce'nin yanı sıra 2 saat de Almanca eğitimi alacak. Öğretim materyalleri ise öğrenci ve öğretmenlere ücretsiz sağlanacak.
Model, Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) doğrultusunda dört temel beceriyi (okuma, yazma, dinleme, konuşma) kalıcı hale getirmeyi amaçlıyor. Bakanlık, bu yöntemle yalnızca dil becerilerinin değil, aynı zamanda kültürel farkındalık ve iletişim becerilerinin de gelişmesini hedefliyor.
Üniversite cephesi sınırlı ama ilgi artıyor
Salim Ünsal'a göre liselerdeki tabloya kıyasla üniversitelerde Almanca program sayısı hala sınırlı. Buna rağmen üniversitelerde de Almanca programlara ilgi yükselmeye başladı. Eğitim dili tamamen Almanca olan tek üniversite Türk-Alman Üniversitesi. Burada 24 programın tamamı Almanca yürütülüyor. Bu programların 12'si tüm adaylara açıkken, diğer 12'si yalnızca yabancı dili Almanca olan kısıtlı sayıdaki Anadolu liselerinin mezunlarına özel tutuluyor. Tüm programlar yüksek puanlarla doluyor.
Türk-Alman Üniversitesi dışında İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde ilahiyat, Marmara Üniversitesi'nde İşletme ve Yönetim Bilişim Sistemleri, Yeditepe Üniversitesi'nde de ise Uluslararası İşletme Yönetimi gibi sınırlı sayıda bölüm Almanca eğitim veriyor.
Ayrıca dil ve filoloji alanında da Almanca önemli bir yer tutuyor. Türkiye'de 13 üniversitede Alman Dili ve Edebiyatı, 9 üniversitede Almanca Mütercim-Tercümanlık ve 16 üniversitede Almanca Öğretmenliği programı bulunuyor. Bu bölümlere yerleşen öğrencilerin sıralamaları ise ilk 8 bin ile 91 bin arasında değişiyor.
Almanca dil kurslarına ilgi de yükseliyor
Almanca yalnızca liselerde ve üniversitelerde değil, özel kurslarda da rekor düzeyde ilgi görüyor. Dil okullarının yöneticilerine göre özellikle lise ve üniversite çağındaki gençler, Almanya'da yükseköğretim veya iş bulma umuduyla Almanca kurslarına yöneliyor.
Türkiye'de Almanca'ya artan ilgi, gençlerin yalnızca dil tercihlerinden ibaret değil. Aynı zamanda ekonomik sıkıntıların, çalışma yaşamındaki sorunların ve gelecek kaygısının gençleri yurtdışına, özellikle de Almanya'ya yöneltmesinin somut göstergesi. Salim Ünsal'a göre, bu trend önümüzdeki yıllarda daha da güçlenecek ve Almanca eğitimi hem okullarda hem de kurslarda en gözde alanlardan biri olmaya devam edecek.
Almanca öğrenmek isteyenler için çevrimiçi kurslar da alternatif oluşturuyor. DW'nin hazırladığı ücretsiz platform üzerinden interaktif dersler ve pratik materyallerle Almanca öğrenmek mümkün.
Küresel ölçekte Almanca öğretmeni sıkıntısı
Türkiye'de Almanca'ya yönelik artan ilgi, dünya genelindeki eğilimle paralellik gösteriyor. Goethe Enstitüsü, Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) ve Deutsche Welle'nin ortaklaşa hazırladığı rapora göre, Almanca öğrenmek isteyenlerin sayısı küresel ölçekte artıyor. Ancak buna karşın birçok ülkede kalifiye Almanca öğretmeni bulmak zorlaştı. Özellikle Nijerya'dan Hindistan'a kadar pek çok ülkede talep artarken, öğretmen açığı ciddi bir engel olarak öne çıkıyor.
Raporda, Almanca öğrenme motivasyonunun büyük ölçüde üniversiteye giriş, meslek eğitimi ve iş bulma amaçlı olduğu belirtiliyor. Ancak öğretmenlerin emeklilik yaşına gelmesi, bazı ülkelerde yeterli öğretmen yetiştirilememesi ve İngilizce'ye öncelik verilmesi gibi nedenlerle Almanca kurslarının arzı talebi karşılamakta yetersiz kalıyor. Uzmanlara göre bu tablo, Almanca'yı sadece Türkiye'de değil, küresel ölçekte de geleceğin dili haline getiren dinamiklerin altını çiziyor.