Macron'un zorlu sınavı: Fransa'yı neler bekliyor?
9 Eylül 2025Avrupa Birliği'nin (AB) lider ülkelerinden Fransa, François Bayrou başbakanlığındaki azınlık hükümetinin düşmesiyle birlikte yeniden siyasi istikrarsızlığa sürüklendi.
Pazartesi günü Ulusal Meclis'teki güven oylamasını kaybeden Bayrou, bugün Elysee Sarayı'na giderek Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a istifasını sundu.
Macron, henüz görevde bir yılını doldurmayan Bayrou yerine başbakanlığı üstlenecek yeni bir isim arıyor.
Aslında Cumhurbaşkanı Macron, Ulusal Meclis'i feshedip erken seçime gidebilir. Ama o, bu siyasi riski artık göze alamıyor. Çünkü geçen sene Macron'un ani kararıyla yapılan erken genel seçimler, Fransa'da bugün yaşanan siyasi istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden biri olarak görülüyor.
Fransız lider neden erken seçim istemiyor?
Cumhurbaşkanı Macron, geçen sene yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen'in partisi Ulusal Birlik'in (RN) kazandığı büyük zafer üzerine sürpriz bir çıkışla erken seçim kararı almıştı.
Bu yolla merkez ittifakın gerekli reformların hayata geçirilmesi için yendine çoğunluğu elde edeceğini düşünen Macron, aynı zamanda 2027 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde aşırı sağın önünü kesmeyi hedeflediğini duyurmuştu.
Ama Macron'un hesabı tutmadı. Seçimlerden güçlenerek çıkmak yerine, merkez ittifakı zaten zayıf olan çoğunluğunu kaybetti, sol ve aşırı sağ güçlendi. Ulusal Meclis, üç farklı bloka bölündü. Macron'un siyasi istikrar vaadi de böylelikle boşa çıkmış oldu.
Bu nedenle Cumhurbaşkanı Macron, erken seçimlere gitmek istemiyor. Elysee Sarayı, Bayrou hükümetinin düşmesine yol açan güven oylaması sonrasında yaptığı açıklamayla, erken seçim spekülasyonlarına da son verdi.
Açıklamada Macron'un "birkaç gün içinde" yeni bir başbakan atayacağı belirtildi.
Macron bu sefer neden acele ediyor?
Yeni başbakanın atanması için uyulması zorunlu bir takvim yok. Mevcut hükümet, yeni kurulacak hükümet yemin ederek göreve başlayana kadar işini yapmaya devam edecek. Ancak yeni hükümeti ilgilendirecek önemli kararları alamayacak, reformlar öngören yasa tasarıları da sunamayacak.
Yeni başbakan, Macron'un cumhurbaşkanlığı görevi boyunca atadığı yedinci başbakan olacak.
Daha önceki atamalarında Macron, çok da hızlı hareket etmemişti. Ama bu sefer durum başka, Cumhurbaşkanı Macron'un vakit kaybetmeden yeni hükümetin kurulmasını ve hemen görevine başlamasını istiyor.
Bunun en önemli nedenlerinden biri Fransa'da artan sosyal gerilimler ve siyasi kutuplaşma. Fransa'yı yeni bir grev ve protesto dalgası bekliyor.
Başbakan Bayrou'nun, Fransa'nın yüksek bütçe açığını ve sürekli artmaya devam eden borç yükünü kapatmak için hazırladığı yaklaşık 44 milyar euroluk kemer sıkma paketi, toplumda tepkiye yol açmış, meclisteki güven oylaması öncesinde sendikalar 18 Eylül için grev ve gösteri çağrısı yapmıştı. Paris'te toplu taşıma ve demiryollarında grev gündemde, hava trafik kontrolörleri de grev çağrısı yaptı.
Ayrıca "Her şeyi bloke edelim" (Bloquons tout) sloganıyla 10 Eylül için yapılan eylem çağrıları da Macron'u endişelendiriyor. Bu hareketin arkasında kimin olduğu bilinmiyor. Ama 100 bine kadar göstericinin katılacağı protesto gösterileri, blokaj ve sabotaj eylemlerinin düzenlenebileceği belirtiliyor.
Macron'un özellikle bu nedenlerden ötürü hızlıca başbakanı seçerek, toplumsal gerilimin artmasını ve tepkilerin kendisine yönelmesini önlemeyi hedeflediği belirtiliyor.
Ama Fransa Cumhurbaşkanı'nın üzerindeki baskıyı artıran başka nedenler de var.
Macron, Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisi olan Fransa'da yüksek borçlanma nedeniyle yaşanan sarsıntıların Avrupa geneline yayılabilecek bir krize dönüşmesinin önüne geçmek istiyor.
Siyasi belirsizliğin sürmesi, Fransız ekonomisinin belini doğrultma çabalarını çıkmaza sokabilir. Üstelik bu nedenle yaşanması muhtemel sarsıntılar, Euro Bölgesi'ne yayılabilir.
Eurasia Group risk analiz şirketi, Macron'un "piyasalarda geniş kapsamlı bir çalkantının ve anayasal bir krizin önüne geçmek amacıyla" Bayrou'nun yerine hızla birini bulmaya çalışacağına işaret ediyor.
Başbakanlık görevi için kimlerin ismi geçiyor?
Peki bir sonraki başbakan kim olabilir? Macron'un önünde üç seçenek bulunuyor.
Birinci seçenek, Macron'un tercihini güvendiği, birlikte çalışmakta zorlanmayacağı bir isimden yana kullanması. Bu isimler arasında Adalet Bakanı Gerald Darmann, Savunma Bakanı Sebastien Lecornu gibi uzun süredir görev yapan bakanlar yer alıyor. Ama siyasi çıkmazdan çıkmak için Sosyalistler ile bir ittifakın gerekli olacağına dikkat çeken siyasi analistler, bu iki ismin "çok sağ" olarak değerlendirilebileceğine işaret ediyor. Bu nedenle Macron'un, tercihini geçmişte de başbakanlık için adı geçen Sağlık Bakanı Catherine Vautrin'den yana kullanabileceği belirtiliyor.
Macron'un önündeki bir diğer seçenek de "uzlaşı adayından" yana tercihini yapması. Örneğin sol görüşe yakın ancak Sosyalist Parti üyesi olmayan ve Macron'un merkez bloğu tarafından da kabul edilebilir bir ismin de başbakan olabileceği belirtiliyor. Bu isimler arasında, kendi ilerici sol eğilimli hareketini yöneten Raphael Glucksmann ile eski başbakan ve bir dönem Sosyalist Parti üyesi olan Bernard Cazeneuve yer alıyor. Eski banka patronu ve Sosyalist Parti'nin eski üyelerinden Maliye Bakanı Eric Lombard'ın da burada ismi geçiyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un başbakan seçiminde "kohabitasyon" seçeneğine de yönelebileceği belirtiliyor. Fransa'da farklı siyasi kamplardan olan cumhurbaşkanı ve başbakanın ülkeyi yönetmek için birlikte çalışması "kohabitasyon" yani "birlikte yaşama" olarak adlandırılıyor.
Macron'un tercihini bu seçenekten yana kullanması halinde akıllara gelen ilk isim Sosyalist lider Olivier Faure. Faure, bu görevi istediğini de gizlemiyor.
Macron'un koltuğu tehlikede mi?
Kısa aralıklarla yaşanan hükümet değişiklikleri, Cumhurbaşkanı Macron'un siyasi manevra alanını daraltıyor, siyasi popülaritesi de gün geçtikçe azalıyor.
Fransız Le Monde gazetesi, "Emmanuel Macron, savunmasız bir cumhurbaşkanı" başlıklı haberinde, Macron'un yeni bir başbakan bulmak için "baskı altında" olduğuna dikkat çekiyor.
Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2027'de yapılması öngörülüyor. Anketler ise Fransızların üçte ikisinin erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini desteklediğine işaret ediyor. Ancak Macron bunu reddediyor.
Siyasi analistlerin öngörüsüne göre bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerini aşırı sağcılar kazanacak. Son yıllarda oy oranlarını artıran aşırı sağcı RN lideri Jordan Bardella, Salı günü yaptığı açıklamada erken genel seçim çağrısını yineledi. Bardella, "Son sekiz yıldır Macron yönetiminde izlenen politikadan kopmayan herhangi bir hükümeti devirmeye çalışacaklarını" söyledi.
Aşırı solcu eski cumhurbaşkanı adayı Jean-Luc Melenchon da Pazartesi günü Macron'a "Artık sen de görevinden ayrıl" çağrısı yaptı.
AFP, Reuters, DW/ DA, HS