İran yönetiminin protesto korkusu: Yüzlerce kişi tutuklandı
8 Mart 2025Rıza Handan, yeniden parmaklıklar ardında. Ailesiyle bile telefonda konuşmasına izin verilmiyor. Tanınmış insan hakları aktivisti Handan aynı zaman avukat ve insan hakları savunucusu Nesrin Sutude'nin de eşi. Sutude DW'ye verdiği demeçte, "Eşim, altı yıl önce başörtüsü zorunluluğuna alenen karşı çıktığı için tutuklandı" diyor.
Eşi için endişelenen Stude yargının, tutuklamayla sadece kendisine baskı yapmakla kalmayıp, rejimi ve uygulamalarını eleştiren herkese bir uyarı göndermek istediğini tahmin ediyor. 2012'de Avrupa Birliği'nin Saharov Ödülü'ne layık görülen Sutude, 25 yılı aşkın süredir İran'da insan ve kadın hakları için mücadele ediyor. Kendisi aynı zamanda İran sivil toplumunun en tanınmış simalarından biri. Grafik tasarımcısı olan Rıza Handan da yıllardır eşiyle birlikte insan hakları için mücadele ediyor.
Sutude, "Rıza, 2018'de diğer aktivistlerle birlikte 'Başörtüsü mecburiyetine karşıyım' yazılı düğmeler tasarladı. Bu nedenle tutuklandı ve 2019'da altı yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dava daha sonra resmen kapatıldı, ancak eşim Aralık 2024'te yeniden tutuklandı" diyor.
Nesrin Sutude de "halka açık yerlerde başörtüsü zorunluluğuna karşı çıkan genç kadınların savunmasını üstlendiği" gerekçesiyle 2018-2023 yılları arasında, kötü şöhretli Evin Hapishanesi'nde yattı. Dava sonunda 38,5 yıl hapis ve 148 kırbaç cezasına çarptırıldı. Ancak kalp ritim bozukluğu ve diğer hastalıkları nedeniyle Kasım 2023'te şartlı tahliye edildi.
Her an yeniden tutuklanma ihtimali onu korkutmuyor. Sutude Ocak ayı ortasında, önde gelen İslam hukukçusu ve kadın hakları aktivisti Sedige Vasmagi ile birlikte bir açık mektup yayınladı. İkili, ölüm cezasının ve başörtüsü zorunluluğunun kaldırılmasını, ayrıca bu zorunluluğa karşı çıkan kadınlara yönelik şiddetin sona erdirilmesini talep etti.
Aktivist ve aydınlara yönelik yeni baskı dalgası
DW'ye konuşan Nesrin Sutude, "Siyasi sistemin, yeniden alevlenebilecek protestolardan korktuğunu" söyleyerek, Eylül 2022'de Jina Mahsa Amini'nin ölümünden sonra başlayan ülke çapındaki gösterilere dikkati çekiyor: "Bu nedenle yargı, aktivistleri korkutmaya çalışıyor. O dönemki protestolar acımasızca bastırılmıştı. Hemen her gün sivil toplum aktivistlerinin tutuklandığına dair haberler geliyor."
4 Mart'ta İranlı belgeselci Bahman Daroshafaei, Instagram hesabında sivil aktivist Marziye Gaffari'nin Şubat ortasında tutuklandığını ve 17 gün hücre hapsinde tutulduktan sonra Evin Hapishanesi'nin kadınlar koğuşuna nakledildiğini yazdı. Daroshfaei'ye göre, "Sizdah Aban" kültür derneği üyesi Marziye Gaffari, 25 yıldır Tahran'ın güneyinde gönüllü olarak çalışıyordu. Faaliyetlerinin bir kısmı hamile annelere ve çocuklara yönelikti. Gaffari'nin neden tutuklandığı bilinmiyor.
İran'da tanınmış bir sosyal bilimci ve aktivist olan Ali Abdi de Şubat ayı sonunda parmaklıklar ardına gönderildi. Araştırmalarında sosyal hareketler, göç ve siyasi dönüşümler üzerine çalışan ve ABD'de yaşayan Abdi, annesini ziyaret etmek için 2023'te Tahran'a gitti. Bunun üzerine tutuklandı ve yargılandı. 2024 Şubat ayı sonunda paylaştığı bir videoda, 2009 yılında ülke çapında yayılan protestolar hakkında yıllarca yazdığı yazılar nedeniyle on iki yıl hapis cezasına çarptırıldığını duyurdu.
Her toplantı yetkilileri korkutuyor
DW'ye konuşan Ali Rıza Bahtiyar, "Babam da hâlâ parmaklıklar ardında" diyor. Babası Muhammed Bekir Bahtiyar, Şubat ortasında Tahran Üniversitesi önünde sessiz bir protesto gösterisi düzenleyen bir grup savaş gazisi arasındaydı.
Bu gösterilerin temel talebi, 2009'dan buyana yargılanmadan ev hapsinde tutulan eski başbakan Mir Hüseyin Musevi ve eşi Zehra Ranavard'ın ev hapsinin kaldırılmasıydı. Musevi, 2009'daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra gözden düştü. Protestocuların yanında yer alan eski başbakan, seçim hilelerini ve göstericilere yönelik şiddeti açıkça eleştirmişti.
Şubattaki protesto gösterisinin eylemcileri ağırlıklı olarak, 1980-1988 yılları arasındaki İran-Irak Savaşı'nda katılan İranlı gazilerden oluşuyor. Molla rejimi tarafından "kahraman" olarak övülen gazilerin birçoğu, uzun süredir toplumdaki artan baskıyı, özellikle de Jina Mahsa Amini'nin ölümünün ardından yapılan protestolara karşı rejimin uyguladığı sert muameleyi eleştiriyor.
Tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmasını da talep eden eski askerlerin şimdi hedef tahtasında olması, rejimin yeni protesto dalgalarından ne kadar korktuğunu gösteriyor. Gazilerin Şubat ayı ortasındaki sessiz protestosu, sert bir şekilde bastırıldı ve aralarında Muhammad Bekir Bahtiyar'ın da bulunduğu yüzlerce kişi tutuklandı.
Oğlu Ali Rıza "Babam siyasi sisteme yönelik eleştirel tutumu nedeniyle defalarca ölüm tehdidi aldı" diyor ve ekliyor: "Bir asker olarak savaş sırasında sekiz yıl boyunca ülkesi ve halkı için canını siper etti. Şimdi de sivil toplumun maruz kaldığı baskılara karşı savaşmayı bir görev olarak görüyor."