Gereken ders çıkarılmalı

“Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kapatılmaktan kurtardı. Haşim Kılıç’ın, Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya’nın 14 Mart’ta yaptığı kapatma başvurusuna karşı oy kullanması, davanın 6’ya 5 gibi son derece küçük bir farkla sonuçlanmasına yol açtı. Böylece kapatma kararı için gerekli 7 oyluk çoğunluk sağlanamamış oldu.

Erdoğan ve partisi AKP, kapatma davasından ucuz kurtuldu. Kapatmanın reddi yönünde karar veren beş Anayasa Mahkemesi yargıcından dördü, AKP’ye hazine yardımlarının kesilmesinden yana oy kullandı. Sonuç olarak Yüksek Mahkeme, AKP’nin hazine yardımlarının sadece yarısının kesilmesine karar verdi.

Bu mantıklı bir karar. Ama diğer yandan mahkemedeki oyların dağılımı, normalde meclisin yasaları üzerinde hükümde bulunmak, kabul ya da reddetmek için yeterli. Bu açıdan bakıldığında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın kararı açıklarken meclisi, siyasi partileri ve siyasetçileri AB normlarına uygun olarak siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırmaya çağırması çok önemli.

AKP’ye yönelik iddianamedeki temel suçlama olan, partinin laik düzene karşı köktendinci eylemlerin odağı haline geldiği, hakimlerin çoğunluğu tarafından kabul edilmiş oldu, kapatma kararı için gereken dörtte üçlük çoğunluk sağlanamadı. Bu da Erdoğan ve AKP’ye yönelik ciddi bir uyarıdır. AKP kendisini bir yıl önce yaklaşık yüzde 47’lik oyla iktidara getiren beklentilerin ne olduğunu aklından çıkarmamalıdır.

Türkiye’nin demokratik devlet olarak ilerlemesini sürdürmek, AB üyeliği hedefinde reformları hızlandırmak ve Türkiye’yi İslami bir devlete dönüştürme gayreti olarak algılanabilecek adımlardan kaçınmak. Örneğin aynı Anayasa Mahkemesi’nin reddettiği, üniversitelerde türban yasağının kaldırılması gibi girişimler, AKP ve hükümetin 85 yıllık cumhuriyetin temel prensibi olan laiklik ilkesini sulandırmaya çalıştığı izlenimini daha da güçlendirmiştir.

Türkiye’nin şu an ihtiyacı olan sükunet, itidal ve Avrupa’nın değer ve normlarına yakınlaştıracak icraattır. Uluslararası terörizme karşı ortak mücadelede Avrupa kıtasının kenarında yer alan bu sadık ortağın daha da önem kazandığı bir dönemde, Avrupalıların istediği de bu olacaktır.”