CHP'li Gül Çiftci: Ön seçim kaldıraç etkisi yaratacak
13 Şubat 2025CHP'nin Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için 23 Mart'ta düzenlenecek ön seçimin üyeler ve seçmenlerde bir "kaldıraç etkisi" yaratacağını belirterek, "yığma oylardan" ise endişeli olmadıklarını kaydetti.
31 Mart yerel seçimlerinde CHP'nin birinci parti olarak çıkmasının ardından yaz aylarında AKP ile CHP arasında başlatılan normalleşme süreci ile ülkedeki kutuplaşmayı azaltmaya yönelik adımların atılabileceğine ilişkin bazı kesimlerde beliren umutlar sonbahardan itibaren yerini tersi bir atmosfere bırakmış durumda.
Ekim ayında CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasının ardından CHP son aylarda bir dizi soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya.
DW Türkçe olarak Çiftci ile son aylarda CHP'ye yönelik başlatılan yargı süreçlerini, ön seçim hazırlıklarını ve son CHP kurultayına ilişkin soruşturmayı konuştuk.
Özel'in uyanma alarmı ile aynı tonda çalan telefon
Böyle bir gündemde CHP'de bugünlerde uzmanlığına en çok ihtiyaç duyulan isim hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Çiftci.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in cep telefonuna sabah uyanmak için kurduğu alarm ile Çiftci'den gelen aramaların zil sesini eşleştirmesi de ardı ardına yaşanan olağan dışı sabahların bir sonucu. Çiftci, Özel ile arasında geçen esprili diyaloğu "Genel Başkanımız eğer saat 8.30'a kadar aramadıysam o gününün daha rahat geçtiğini belirtiyor" sözleriyle aktarıyor.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecine gelmesinde iktidarın uyguladığı bu "yargı kıskacının" da etkisinin olduğunu belirten Çiftci, "Adayı belirleme noktasına Cumhuriyet Halk Partisi bir badireden geçerek geldi. Bu badireden biz niye geçiyoruz? Çünkü CHP'nin yükselen oylarından endişe ediliyor" diyor.
CHP olarak erken seçim çağrısında bulunduklarını hatırlatan Çiftci şöyle konuşuyor:
"Biz parti olarak diyoruz ki erken seçim en geç 2025'in Kasım ayında gelmeli. Tamam ama, erken seçim diyoruz da seçmen bize vereceği oyun karşılığında bizden ne istiyor, biz onlara ne öneriyoruz, bunu duymaları lazım. Çünkü bu bize sokakta soruluyor. Ve bununla birlikte adayınız kim diye de soruluyor."
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ön seçime katılmayacağını açıklarken, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ise şu anda görünürdeki tek aday.
"MYK aday belirleme yetkisini üyelere verdi"
Özgür Özel son grup toplantısında ön seçimin 23 Mart Pazar günü yapılacağını ve 28 Şubat saat 17.00'ye kadar partiye üye olan herkesin oy kullanabileceğini duyurmuştu.
Peki ön seçim kararının hukuki altyapısı nasıl ve süreç nasıl devam edecek?
Çiftci, Grup İç Yönetmeliği'nin 14'üncü maddesinin "MYK'nın önerdiği ismi grup oylar" dediğini aktararak, MYK'nın kendi yetkisini 1,6 milyon üyesiyle paylaşma kararı verdiğini, ancak bu kararı da tek başına almadığını, partinin tüm yetkili kurulları ile birlikte kararlaştırdığını belirtiyor.
Bu arada MHP'nin Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, CHP'nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından açıklanan seçim takvimi dışındaki tarihlerde cumhurbaşkanı adayını belirlemek için ön seçim yapamayacağını ve ön seçimin hukuksuz olduğunu iddia etti. Yıldız sosyal medya hesabından "Ön seçim, YSK tarafından seçim takvimi içinde ilan edilen günde hâkim gözetiminde yapılır. Bu tarihin dışında yapılacak olan şey ön seçim olmaz, belki bir temayül yoklaması olabilir" ifadelerini kullandı.
Çiftci ise MHP'li Yıldız'ın iddiasına yönelik şu bilgileri veriyor:
"Bizim tüzüğümüzün 54'üncü maddesinde örgüt denetiminde ön seçim düzenlemesi var. Yani aslında Feti Yıldız'ın temayül yoklaması dediği şeyi biz örgüt denetiminde ön seçim olarak tanımlıyoruz. Bu bir örgüt denetiminde ön seçim. Biz belirleme yetkimizi, sunma yetkisini değil, üyelerimizle paylaşıyoruz. Şekil şartı yine yerine gelecek, ama ne zaman? Resmi takvimi YSK açıklar, sonra süresi içerisinde YSK'nın belirlediği takvim içinde şekil şartımız yine yerine getirilir."
"CHP'nin adayı üstünde herkesin bir sözü olsun"
CHP'li politikacı, 28 Şubat'a kadar üye olanların oy kullanmasına imkân verilmesiyle "yığma oy" olabileceği tartışmaların hatırlatılması üzerine ise böyle bir endişe taşımadıklarını belirtiyor.
"Biz sandıktan çıkan kişiyle değil, sandıktan çıkan kişinin seçimi kazanmasıyla ilgileniyoruz. O yüzden yığma oydan korkumuz yok" diyen Çiftci sözlerini şöyle sürdürüyor:
"İstiyoruz ki hakikaten herkes gelsin. Bu ülkede mağdur olan, iktidardan zarar gören, iktidarın değişmesini isteyen herkes gelsin. Pay ne kadar çok büyütürsek o kadar iyi bir sonuç elde ederiz. 1,6 değil, 2 milyon olur, 3 milyon olur. Bizim için çok kıymetli. Herkesin bir sözü, bir emeği olsun CHP adayının üstünde. Birlikte başaralım. Çünkü toplumsal muhalefet böyle bir şey."
Bu arada Çiftci ön seçim takvimi ile ilgili tüm detayları Cuma günü düzenleyeceği basın toplantısıyla açıklayacağını söyleyerek, "Günbegün bir takvim açıklayacağız. O takvimde herkes hangi gün ön seçim sürecinde ne olacağını bilecek. Ama en nihayetinde 23 Mart günü saat 08.00'de sandığımız açılacak, 17.00'de kapanacak. Birkaç saat içerisinde de hep birlikte CHP'nin cumhurbaşkanı adayını öğrenmiş olacağız" diyor.
Çiftci'ye göre ön seçim CHP üyelerinde "sahiplenme duygusu" yaratırken, seçmenlere ise cumhurbaşkanı adayının kampanyası ile birlikte umut aşılayacak ve "kaldıraç etkisi" yapacak.
"Kurultay ile ilgili iddialar deli saçması"
CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te düzenlediği 38'inci Olağan Kurultayı ile ilgili başlatılan soruşturma da parti ile ilgili bir başka gündem maddesi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç NTV'deki yayında CHP'nin kurultayıyla ilgili olarak kurultay sonrasında bazı iddiaların ortaya atıldığını söyleyerek, "Bursa'da bir başvuru söz konusu olunca, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı Ankara'ya gönderdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu soruşturmayı Ocak ayında başlattı. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programındaki ifadelerinden sonra soruşturma tamamen gündeme oturmuş oldu" demişti.
Çiftci sonradan iddia sahibi taraflarca da yalanlanan bu iddiaları "deli saçması" olarak niteleyerek şunları söylüyor:
"Kurultay üzerinden bir buçuk yıl geçmiş. Kurultaylara itiraz süreleri kanunlarca belirlenmiş durumda. Süresinde bir itiraz da olmamış. Bir deli saçması söylemin üzerine böyle bir soruşturma bizi sandıkta yenemeyeceklerini gördükleri için açılıyor. Ne yapalım? Seçmenin gözünde bunları böyle itibarsızlaştıralım."
Kurultay ile ilgili yetkinin o dönemde kendilerinde değil eski yönetimde olduğunu söyleyen Çiftci, Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin o günlerde kendileriyle delege listesini bile paylaşmaktan imtina ettiğini belirtiyor.
Soruşturmanın hukuki olarak bir yere varmayacağını da söyleyen Çiftci, şöyle konuşuyor:
"Bence burada CHP üzerinden seçmeni cezalandırıyorlar. Çünkü televizyon kanallarında sürekli soruşturmalar, gözaltılar, tutuklamamalar konuşuluyor. Ama aslında ekonominin, eriyen asgari ücretin, artan fiyatların, Bolu'daki yangının, Sıla bebeğin ya da Narin'in konuşulması gerekiyor."