Avrupalı parlamenterlerden Türkiye’ye yakın markaj
27 Haziran 2008Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, şu an için sadece bir çağrıyı andıran ancak gelecek aylarda Türkiye'yi rahatsız edebilecek bir karara imza attı. Parlamenterler Meclisi'nin Strasbourg'da devam eden genel kurul oturumlarının dünkü bölümünde onaylanan rapor ve beraberindeki karar metni "Türkiye'deki demokratik kurumların işleyişi: son gelişmeler" başlığını taşıyor.
Raporun karar tasarısı 3 ret, 3 çekimser oya karşılık 65 oyla kabul gördü. Parlamenterler Meclisi'nin AK partili üyeleri karar lehinde oy kullanırken, CHP ve MHP'li üyeler karara karşı oy kullandılar.
Raporda özetle, AKP hakkındaki kapatma davasından duyulan endişe dile getiriliyor ve olası bir kapatma kararının, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin siyasi denetim sürecine yeniden dahil edilmesini tetikleyebileceği mesajı veriliyor.
Belçikalı Parlamenter: Zamanlama tesadüf
Raporu kaleme alan Belçikalı parlamenter Luc van den Brande, genel kurulda yaptığı konuşmada, Türkiye'de anayasa mahkemesi önünde süreç devam ederken bu kararı almalarının kesinlikle tesadüf olmadığını söyledi, ancak amaçlarının Türkiye'nin içişlerine müdahale etmek olmadığını, şu sözlerle savundu.
"Raporumuzun ve kararımızın hedefinin kesinlikle ama kesinlikle Türkiye'de AKP hakkında devam eden yargı sürecine müdahale etmek olmadığını belirtmek isterim"
Karara destek veren AKP’li üyeler, genel kurulda yaptıkları konuşmalarda, AKP’nin laiklik karşıtı olmadığını ve Türkiye'de şu anda yaşananların laiklikle ilgisi bulunmadığını savundular.
AKP’li Cebeci: Türkiye’ye Baas rejimi gelir
AKP milletvekili Erol Aslan Cebeci daha da ileri giderek, reform sürecinin durması halinde Türkiye'nin Baas rejimine dönüşebileceği tezini ileri sürdü:
"Şu anda Türkiye'de yaşananların laiklikle alakası yok. Yaşananlar, ülkeyi kimin yöneteceği konusunda verilen bir güç mücadelesidir. Az sayıdaki elit tabaka, ülkeyi yönetme hakkının Tanrı tarafından kendisine verilen bir hak olduğunu sanıyor. Eğer Avrupa'yla uyum konusundaki reform süreci duraksarsa, Türkiye Ortadoğu'daki eski Baas rejimine benzer bir rejime rahatlıkla kayabilir".
CHP ve MHP'li üyeler ise, rapor ve beraberindeki karar metninin ardında AKP’nin parmağı olduğu düşüncesindeler. Raporun, AKP’nin Anayasa mahkemesi önündeki savunmasında kullandığı ifadelerle dolu olduğunu söyleyen CHP'li ve MHP'li parlamenterler genel kuruldaki oylamada ikna edici olamadılar. Yaptıkları konuşmalarda ise raporun Türkiye'de yargıya müdahale olarak algılanacağı mesajı verdiler.
CHP milletvekili Haluk Koç, Parlamenterler Meclisini Türkiye'nin içişlerine karışmakla suçlarken şöyle konuştu:
"Raportör eleştiri oklarını iktidar yerine muhalefete yöneltiyor. Kafalarda kuşkular uyandırıyor; bu da içişlerine müdahale gibi görünüyor. Anayasa Mahkemesinden kapatma davasının politik sonuçlarını hesaba katarak karar almasını istiyorsunuz, bu kabul edilemez"
CHP ve MHP'li üyelerin raporun taraflı ve politik olduğu tezlerine yanıt ise Avrupa Konseyi Siyasi Denetim Komisyonu’ndan geldi.
Ukraynalı Parlamenter: Endişemizi dile getirdik
Başta kapatma davaları ve yeni anayasa hazırlıkları olmak üzere Türkiye'yi bugünden itibaren daha sıkı gözetleyecek olan Komisyon adına konuşan Ukraynalı liberal parlamenter Serhiy Holovaty, komisyonunun tarafsızlığını savundu:
"Rapor politik değil. Rapor Parlamenterler Meclisi'nin Türkiye'nin içişlerine müdahale ettiği anlamına gelmiyor. Rapor, yargı sürecine müdahale veya baskı da değil. Sadece bir endişeyi dile getiriyor"
Sonuç olarak, dün Strasbourg'dan Türkiye'de iktidarın da muhalefetin de gerçek anlamda işlerine yaramayacak, ancak olası bir kapatma kararı nedeniyle sonbahardan itibaren Ankara'nın başına yepyeni politik işler açacak bir karar çıktı. Bir diğer deyişle, Türkiye, 2004 yılında siyasi denetim sürecinden çıkarıldığı Avrupa Konseyi'nde yeniden politik markaja alınmış oldu.