Ankara hareketli
22 Ekim 2007Hafta sonunda Irak sınırındaki Şırnak ilinde PKK'nın düzenlediği, 12 Türk askerinin ölümü ve 16'sının yaralanmasıyla sonuçlanan saldırı, Türkiye'yi tam anlamıyla karıştırdı.
Irak'a sınırötesi operasyona izin veren tezkerenin geçen hafta Meclis'ten geçmesinin ardından adeta rehavete kapılan Ankara, dün birden bire hareketlendi. Pazar olmasına rağmen, önce Başbakanlık'ta, ardından da Cumhurbaşkanlığı'nda gerçekleştirilen terör zirvelerinden iki önemli sonuç çıktı.
DTP merkezlerine saldırı kaygılandırıyor
Bunlardan ilki, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, devletin zirvesinin halka ağırlıklı olarak "birlik ve beraberlik" mesajları vermeye başlamaları oldu.
Bu mesajlar, terör saldırısının ardından Türkiye'nin pekçok yerinde halkın, önceden organize olmadan gerçekleştirdiği protesto eylemleri nedeniyle verimiş görünüyor.
Özellikle ülkenin batı bölgelerinde son terör saldırısının ardından Kürt merkezli siyaset izleyen Demokratik Toplum Partisi'ne karşı başlayan tepkiler, kimi zaman parti merkezlerinin tahrip edilmesine kadar vardı. Bu da devletin zirvesinin, şimdi protesto olarak başlayan bu hareketlerin, yeni bir terör saldırısıyla birlikte büyüyerek, Türk-Kürt kavgasına dönüşmesinden endişe etmesine neden oldu.
Birlik-beraberlik vurgusu
Nitekim, dün gece Cumhurbaşkanı Gül başkanlığında gerçekleşen zirve toplantısının ardından yayınlanan bildiride de, terör saldırılarının asıl amacının "Türkiye'deki birlik ve beraberliği bozmak" olduğu vurgulanarak, vatandaşlara sağduyulu davranma çağrısı yapıldı.
Terör zirvesinden çıkan ikinci sonuç ise, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör saldırılarına karşı "hedefini genişletmesi" oldu. Özellikle dün Iraklı Kürt liderler Celal Talabani ve Mesud Barzani'nin Kuzey Irak'taki PKK'lıların iade edilmeyeceklerini açıklamaları, Ankara'da büyük rahatsızlık yarattı.
Iraklı Kürtler iması
Çankaya Köşkü'ndeki terör zirvesinin ardından yayınlanan bildiride yer alan "Türkiye terörle mücadelesinde gereken bedel neyse, ödemekten kaçınmayacaktır" ifadesi de, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin olası bir sınır ötesi operasyon halinde artık sadece PKK unsurlarını değil, ona destek veren tüm silahlı unsurları "karşısına alabileceği çıkışı" olarak yorumlandı.
Nitekim Başbakan Erdoğan da zirve toplantısının ardından Iraklı Kürt liderlere yüklendi. "Kuzey Irak'taki yerel yönetimin PKK'ya çanak tutması anlaşılır birşey değildir" diyen Erdoğan, bunun Iraklı Kürtler ve Türkler arasındaki tarihi dostlukla bağdaşmadığını vurguladı.
MHP lideri Bahçeli’nin önerisi
Hükümeti uğraşmakta olduğu bir başka konu ise, muhalefet partilerinden gelen Irak'a sınır ötesi operasyonun biran önce uygulanması yönündeki baskı. Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli, sadece Türk askerinin hemen Kuzey Irak'a girmesini istemekle kalmadı, bir de ülkenin doğu ve güneydoğu bölgelerinde olağanüstü hal uygulanması önerisini de masaya getirdi.
Washington Ankara’dan “süre istedi”
Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, tüm dünyanın "Irak sınırını geçmeyin" baskısı altındaki Erdoğan hükümeti ise şimdilik Washington yönetiminin adım atmasını bekler görünüyor. Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile dün akşam bir telefon görüşmesi yapan Başbakan Erdoğan Washington yönetiminin "birkaç gün süre" istediğini açıkladı.
Erdoğan hükümeti zor durumda
Türk hükümeti, Washington'un Iraklı Kürtlere PKK'yla mücadele konusunda baskı yapmasını ve Türkiye'de doğan infiali bastırmak için, en azından birkaç PKK'lının yakalanıp birkaç içinde Türk güvenlik güçlerine teslim edilmesini bekliyor. Aksi halde, bir yandan halkın tepkisi, diğer yandan muhalefetin baskısı altındaki Erdoğan hükümetinin, Irak'a sınırötesi operasyonu daha fazla ertelemesi zor görünüyor.