ABD'de aşı karşıtı Sağlık Bakanı mRNA bütçesini kesti
9 Ağustos 2025ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci dönemindeki ilk icraatlarından biri, Mart ayında, aşı karşıtlığının nedenleri ve bununla mücadele yöntemleri üzerine yürütülen 30'dan fazla araştırma projesinin fonunu kesmek oldu. Bu adım, bilim insanlarına mRNA araştırmalarının da sırada olabileceği mesajını verdi.
Aynı dönemde Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) yönetimi, mRNA teknolojisi üzerine yürütülen tüm NIH destekli projelerin listesini istedi. Bu listenin Sağlık Bakanlığına ve Beyaz Saray'a iletilmesi gerekiyordu. Benzer bir süreç, fonu kesilen aşı güvensizliği araştırmaları için de uygulanmıştı.
Korkulan adım bu hafta geldi: ABD Sağlık Bakanlığı, mRNA teknolojisine dayalı aşı araştırmaları için ayrılan 500 milyon dolarlık fon desteğinin durdurulacağını açıkladı.
mRNA aşıları, vücuda verilen genetik talimatlarla bağışıklık sistemini belirli bir virüse karşı hazırlayan bir teknolojiye dayanıyor. NIH, biyomedikal araştırmalardan sorumlu ve Sağlık Bakanlığına bağlı bir kurum. Bakanlığın başında, aşı karşıtı söylemleriyle bilinen Robert F. Kennedy Jr. bulunuyor.
"Etkin değil" iddiası
Bakanlık, çeşitli sözleşmeleri feshedeceğini, yeni fon başvurularını reddedeceğini ve bazı mevcut iş birliklerini yeniden yapılandıracağını duyurdu.
Kennedy, "Bilimi inceledik, uzmanları dinledik ve harekete geçtik" diyerek mRNA aşılarıyla ilgili 22 projeye yatırımı durduracaklarını belirtti. Gerekçe olarak ise "Veriler, bu aşıların COVID-19 ve grip gibi solunum yolu hastalıklarına karşı etkili olmadığını gösteriyor" ifadesini kullandı.
Uzmanlar bu değerlendirmeye katılmıyor. Imperial College London'dan immünoloji profesörü Charles Bangham, "mRNA aşıları, COVID-19 pandemisinde milyonlarca insanın hayatını kurtardı" dedi. Bangham, çok az sayıda aşının virüsü tamamen engellediğini, asıl etkinin hastalığın şiddetini ve ölüm riskini azaltmak olduğunu vurguladı.
"Gelecek pandemilerde risk artar"
Nükleer Tehdit Girişimi'nin (NTI) Biyolojik Politika ve Programlar Başkan Yardımcısı Jaime M. Yassif, kesintiyi "büyük bir hata" olarak nitelendirdi:
"Yeni aşıların hızlı geliştirilmesi için gerekli araştırmaları engellemek, Amerikalıları gelecekteki pandemilere karşı daha savunmasız bırakır."
Yassif'e göre bu durum hem doğal yollardan ortaya çıkan hem de laboratuvarda üretilip biyolojik silah olarak kullanılabilecek hastalıklar için geçerli. Yassif, Kennedy'nin mRNA aşılarının güvenilir koruma sağlamadığı yönündeki iddiasını ise "bariz şekilde yanlış" olarak değerlendirdi.
Pfizer etkilendi, BioNTech umursamadı
BioNTech, kesintilerden etkilenmeyeceklerini açıkladı. Şirket sözcüsü DW'ye, "ABD hükümetinden fon almadık, bekleyen bir ödememiz de yok" dedi. Ancak iş birliği yaptığı Pfizer şirketi, Bakanlığın reddettiği kurumlar listesinde yer aldı. Kararın ardından Pfizer hisseleri yüzde 3'e kadar değer kaybetti. Şirket DW'nin sorularını yanıtsız bıraktı.
Georgia'daki Emory Üniversitesi de fon kesintilerinden etkilenen kurumlar arasında. Üniversitenin Woodruff Sağlık Bilimleri Merkezi sözcüsü, iptal edilen sözleşmenin grip ve COVID-19 gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisine yönelik ilaç geliştirme projesiyle ilgili olduğunu söyledi. Projede ilacın, soğuk zincir gerektirmeyen kuru toz formunun geliştirilmesi hedefleniyordu.
Etki küresel olacak
mRNA teknolojisi, solunum yolu hastalıklarının yanı sıra akne, Lyme hastalığı, dang humması ve AIDS gibi çok sayıda hastalığa karşı aşı geliştirilmesinde de kullanılıyor. Çin ve Güney Kore gibi ülkelerde bu alanda yoğun araştırmalar yürütülüyor.
Kanser araştırmalarında da önemli bir rol oynayan teknoloji, ABD'de örneğin kolon kanseri ameliyatı sonrası hastalığın tekrarlamasını önleyecek tedavilerin geliştirilmesinde kullanılıyor. ABD Sağlık Bakanlığı, bu tür çalışmaların desteklenmeye devam edeceğini açıklasa da uzmanlar, mRNA aşı araştırmalarının da aynı şekilde sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.
King's College London'dan Penelope Ward, kesintilerin ABD'nin yeni bir pandemi durumunda hızlı aşı geliştirme kapasitesini sınırlayacağını belirterek "Bu yalnızca ABD için değil, hepimiz için olumsuz bir durum" dedi.